29 Eylül 2009 Salı

Eylül Sonu


Evet, yine 6 ay geçti ve ben yine ancak yazabiliyorum. Kimse periyodik olarak blog yazmadığımı iddia edemez. Bir periyodum var, o da 6 ayda bir!

Uu bir sürü şey oldu 6 ayda. En başından başlayıp bir muhasebe yapayım.
Mart sonu-haziran 15 arası mezun olmaya çalışmakla geçti. Arada adaya kaçıp, genelde sonlara doğru şiddetlenen bir sabahlama devresi geçirdim. 13 Haziran 2009 tarihinde de resmen mezun oldum. Mezun ve mutlu resmimi yanda bir yerlerde görebilirsiniz.

Bunun dışında yine aynı dönem içerisinde sözlük zirvelerine sardım. Beraber foto
ğraf çekebileceğim süper insanlarla tanış oldum, süper oldu. Gerçi fotoğraf çekmenin ötesinde de süper insanlar var aralarında o ayrı mevzu :)

Yine öteki tarafta o dönemler gittiğim zirvelerden birinde çektiğim resmi inceleyebilir, ne kadar büyük ve usta bir fotoğraf sanatçısı (!) olduğumu taktir edebilirsiniz!

Neyse mezun olduktan sonra, 20 haziran'da yine aynı grupla bir Bursa gezisi yaptık, o da bu 6 aylık dönemin ilginç ve güzel günlerinden biri oldu. Belirtmeden geçmek istemedim.

Zaten bu geziden az bir süre sonra 6 temmuzda süper girişkenliğim sayesinde Kanada Softcom Inc. veya diğer adıyla daha dün tazecik kurulan şirketimiz Softcom A.Ş'de Community Manager olarak çalışmaya başladım. Evet utanarak söylüyorum, her gün 3 tane blog yazıyorum ama gelip kendi bloguma 2 satır bir şeyler karalamaya üşeniyorum.
Yine de işle özel hayatı ayırmak lazım değil mi? smileyley...

Neyse zirvelere sardım demiştim, oradan devam edeyim. Ada'da yine düzenlediğim bir zirvede erkek arkadaşım ile tanıştım!! Mutluluk, gurur ve kocaman bir neşeyle söylüyorum bunu! :)
O günden beri yüzümden gülümseme hiç eksik olmadı, bu yüzden ona çok ama çok teşekkür ediyorum! Beni bu kadar çok mutlu ettiği için ve hayatımda olduğu için... Ve daha bir çok şey için...

Neyse duygusal satırlardan sonra devam edelim. Her zamanki gibi bir yaz geçirdim, adadaydım hep. Evden çalışıyorum zaten, akşamları klasik alkolik harekete devam ettik. Mekanlar aynı ama daha az ve öz insanlarla geçti bu yazım. Bir de tabii zirveler var, o ayrı =)

Biraz önce bavulumu topladım, yarın akşam ayrılıyorum adadan. Gayrettepe'ye dönüyorum. Normal insanlar gibi ofiste çalışmaya başlıyorum. Yine hayatımda bir sayfa açılıyor. Son 1 yılda o kadar çok sayfa açılıp kapandı ki takip edemez oldum. Ben değişmedim gerçi, belki azıcık mantık sahibi oldum ama çevremdeki o kadar çok şey değişti ki... Nasıl ifade etsem? Sanki şu anda bir beyaz perdenin önünde duruyorum ve siyah beyaz eski bir film seyrediyorum. Sessiz filmlerden, arada siyah ekrana beyaz puntolarla yazı çıkanlardan. Sanırım birazcık yabancılaşmaya başladım hayatıma... Gregory'le olduğum zamanlar hariç çoğu şeye adapte olamıyorum. Gerçi İstanbul'a geçince toparlanacağımı düşünüyorum.

Hmm, düşüneyim başka neler oldu bu yaz? Sanırım bu kadar, aşık oldum ben be, daha ne olsun ey ahali =)))

Ps. Kedim hala tırmalayıp ısırıyor...

Ps2. Şimdi düşündüm de Gregory'yle olduğum zamanlar en güzelleriymiş. Onun dışındaki güzel vakitlerim olarak aklıma sadece Ziynet gecesi ve Bursa gezisi geliyor.

Kim ne derse desin bu yaz güzeldi. Umarım sonbahar da yaz kadar güzel olur!


0 yorum: